maandag 15 juni 2015

Rapor | Simon Kjaer



Profil

Simon Kjaer 1989’un 26 Mart’ında, Danimarka’nın Horsens şehrinde dünyaya geldi. Futbola küçük yaşlardayken Horsens şehri yakınlarındaki Lund IF’de başladı. Burada sıçrayış yapması uzun sürmeyecekti. 2004 yılında Danimarka’nın önemli ekiplerinden FC Midtjylland’ın genç takımına transfer edildi. 2006’da Fransa’da alt yaş kategorilerine yönelik düzenlenen özel bir turnuvada takımıyla beraber yer aldı. Burada, Avrupa’nın genelini tarama konusunda hiç de fena sayılmayacak bir gözlemci ağına sahip olan Lille yetkililerinin dikkatini çekti. Yapılan teklif FC Midtjylland tarafından reddedilecekti. Kjaer’in Les Dogues ile yolu çok daha sonra, kendisi için önemli bir şekilde kesişecekti. 

2007 yılında Danimarka’nın sezon sonu turnuvalarından olan Viasat Cup’ta ilk kez A takım formasını giyen Kjaer, bu kez Real Madrid yetkililerinin dikkatini çekti. Deneme sürecine sokulan Kjaer için Real Madrid tarafından yapılan teklif yeter seviyede bulunmayarak reddedildi. Kulübüyle olan sözleşmesini uzun bir dönem için uzatmasına karşın Kjaer’in potansiyeli çok daha fazlasını vadediyordu. Nitekim Ada basınında da birçok EPL ekibinin Kjaer ile ilgilendiği yönünde haberler çıkmaktaydı. Buna karşın Kjaer ilk profesyonel sezonunun sonunda İtalyan ekiplerinden Palermo’ya dört milyon Avroluk bonservis bedeli ile transfer oldu. Sicilya temsilcisinde gösterdiği etkin performans neticesinde Danimarka futbolunun en önemli değerlerinden biri haline geldi. Palermo’nun o dönemde Serie A’da hiç de fena olmayan dereceler almasıyla beraber göz önüne daha da fazla çıktı. Bu dönemde adı Manchester United ve Juventus gibi devlerle anıldı. Bu ekiplerin ısrarcı bir politika sunmamaları neticesinde devreye Wolfsburg girdi. Bir önceki sezon şampiyonluk ipini göğüsleyen Wolfsburg’a transfer olmak, Kjaer için kariyer çıtasını yükseltmek anlamını taşıyordu.

Burada başlangıçta sergilediği kötü performans akıllara kazındı. Daha sonra toparlasa da Steve McClaren ile çalışmanın güzel olduğunu söyleyerek, yeni teknik direktörü Felix Magath ile arasına bir set çekilmesine sebep oldu. Magath da Kjaer’i McClaren’in kötü kondüsyon yüklemelerinden ötürü yeterli bulmadığını işaret ederek takımdan kesti. Git gide çimlerden uzaklaşan Kjaer için Wolfsburg dönemi 2011 yazında Roma’ya kiralık olarak gitmesi ile bir sezonluğuna son buldu. Roma Kjaer’i kiralayarak Milan’a giden Philippe Mexes’in yerini doldurmaya çalıştı. Bu transfer Roma adına bir strateji hatası olarak göze çarparken, Kjaer adına da kariyerindeki ikinci büyük hata olarak göze çarptı. Wolfsburg’daki son sezonu da tıpkı Roma’daki gibi hiç iyi geçmedi. 

Henüz 17 yaşındayken kapısından döndüğü Lille’e transferi yaklaşık yedi yıl sonra gerçekleşecekti. Kjaer için de bu transfer küllerinden doğma fırsatı anlamına geliyordu.38 maçta 26 gol yiyen ve bu maçların 21’inde tek gol dahi yemeyen takımın savunmasının en önemli figürüydü. Lille bu konuda Avrupa’nın en iyisi olarak gösterildi. Lille’deki ikinci sezonu ise takımın genel olarak gösterdiği düşük performans neticesinde düşüş gösterdi. Kjaer yeni başlayacak sezona dek profesyonel kariyerinde 250 kulüp maçına çıkıp 12 gol atıp beş de asist yaptı. 

Danimarka futbolunun son dönemde yetiştirdiği en önemli oyunculardan biri olduğunu işaret ettik. U18 yaş kategorisinden itibaren 64 kez milli formayı giydi. Bunların 50’si A milli takım seviyesinde.2010 Dünya Kupası ve 2012 Avrupa Şampiyonası gibi major turnuvalarda da yer aldı.

Güçlü Yönleri


1.89’luk dev Danimarkalı, son derece kaliteli bir fizik çatısına sahip. Uzun boyu ve her daim fit vücudu ile son derece güçlü bir oyuncu. Bu konuda kusursuz bir görüntü sergiliyor. Bununla beraber fiziğine karşın hız konusunda hiç fena olmayan bir görüntü çiziyor. Bu da muadillerinden ayrılmasını sağlıyor.
Fundamental özellikleri denilen temel düzeydeki tüm özellikler Kjaer’de mevcut. İyi bir alt yapı eğitimi olduğunu söyleyebiliriz. Taktiksel algısı yüksek. Kendisine verilen görevi, biçilen rolü son derece iyi anlayıp uygulamaya dökebiliyor. Stoperlerin olmazsa olmaz özelliği olan kesicilik Kjaer’de iki yönden de iyi seviyede mevcut. Hem hava topları hem de yere inen topları tertemiz bir şekilde engelliyor. Özellikle boyunun avantajı ile yüksek top hakimiyetinin çok iyi olduğunun altı çizilebilir. Kararlı bir oyuncu olduğunu da güçlü yönlerine ekleyebiliriz. Top hakimiyetinin iyi seviyede olması da bu kararlılıkla birleşince sahada üst üste isabetli diagonal toplar gönderdiğine şahit olunabilir. Bununla beraber soğukkanlı, garanti oyunu sevmesi de mümkün mertebede hata payını azaltıyor.



Zayıf Yönleri

Kjaer’in haiz olduğu özellikler üst düzey seviyedeki stoperlerde aranan özelliklerdir. Buna karşın Kjaer’in en büyük problemi kafasında. Konsantrasyon eksikliği çektiğini söyleyebiliriz. Özellikle kötü başladığı sezonlarda problemleri kafasında büyüterek saha içinde güvensiz bir görüntü çizmesine sebep oluyor. Kjaer’in güvensiz olduğunu saha içinde yer kaybedişinden anlayabiliyorsunuz. Bu noktada çok önemli bir nüans var. Kendine güvenen, konsantre Kjaer pozisyon alma konusunda üst düzey bir stoper profili çiziyor. Buna karşın konsantre olmayan Kjaer çok basit bir şekilde yer kaybediyor. Bu durum absürt fakat Kjaer için turnusol kağıdı işlevi görmekte. 

Nasıl Kullanılabilir Ve Ne Verir?

Kjaer’in en verimli olduğu dönemlerin Palermo ve Lille’deki dönemler olduğunu söyleyebiliriz. İki takımın da Kjaer açısından ortak noktaları mevcut. İşaret edilmesi gereken ilk nokta stoper partneri. Palermo’da Cesare Bovo, Lille’de Marko Basa ile yan yana oynadı. Bu iki oyuncunun da ortak paydada buluşması taktiksel algılayışlarının ve pozisyon alma becerilerinin üst düzey olması ile beraber, lider karakterli ve agresyonu yüksek profil çizmelerinden kaynaklı. Kjaer’in muhtemel Fenerbahçe transferi neticesinde olası partnerinin Bruno Alves olması açısından bu noktanın yanına tik atılabilir. Bunun dışında bir de merkez orta sahanın savunma yükünü çeken oyuncu/oyuncular önem arz etmekte. Palermo’nun X-Faktörü Fabio Simplicio ve Lille’in altı numarası Rio Mavuba bu konuda önem arz eder. Tıpkı Fenerbahçe’de Mehmet Topal’ın son dönemde arz ettiği önem gibi… Kısacası Kjaer yanındaki parçalarla birlikte saha içine konsantre edildiği takdirde çok iyi bir stoperdir. Eğer aşı tutmazsa Roma’dakine benzer bir son yaşanabilir. Bu noktada benim işaret edeceğim nokta ise Fenerbahçe’nin transfer gerçekleşmesi halinde omurganın başlangıcını müthiş bir şekilde sağlamlaştırdığı olacak.

Ufuk Tolga Aldırmaz
@PovesJavi

Geen opmerkingen:

Een reactie posten