vrijdag 30 december 2016

Başlık Bulamadım



Yazıya başlarken sayfayı 10 aydır boş bıraktığımı fark ettim. Blogun kuruluş amacı bu değildi ama artık biraz canlandırma vaktinin geldiğine karar verdim. Afrika Kupası birçok futbolseverin nefret ettiği bir organizasyon. Kimileri oyuncularını vermek zorunda diye, kimileri ise maçların çekilmez olmasından ötürü. Kabul ediyorum, bundan önceki turnuvada izlediğim birkaç maçın ardından benim de görüş kabiliyetim %50 ile azaldı, yakında muhtemelen katarakt ameliyatına ihtiyaç duyabilirim.

Bu yüzden bu turnuvada muhtemelen maç seçerim. Bir zamanlar kupa törenine Ahmed Hassan'ın çıkacağından emin olduğun, ya da Zambiya'nın efsanevi sürprizinin yer aldığı turnuva bu yıl da fazlasıyla denk. En azından devre arasında vakit geçer, #futbolsuzluk hashtagi ile sıkıntı ifade etmeyiz sosyal medyada. Turnuva aslında Libya'da düzenlenecekti, fakat iç savaş şartlarından ötürü turnuva oradan alındı ve Gabon'a verildi. Soyunma odalarında ve kale direklerinin dibinde bir takım doğaüstü, büyüsel eylemlerin gerçekleştirildiği kuşkum var. Bir zamanlar U20 Dünya Kupası öncesi Benin'in her maç ''voodoo'' büyüsü ile kazanmaya çalıştığı ortaya çıkmıştı. Yapılıyor bunlar, cin de çağırabilirler, şaşırmam.

Fiziksel olarak çok şey isteyen bir turnuva. Takımların yarısı zaten oyuncuların fiziksel kabiliyetini daha da görünür kılmak için Puma'nın vücuda yapışan formalarını seçiyor. Aslına bakarsanız Gabon'daki sahalarda ayakta kalabilmek için de sağlam vücuda fazlasıyla ihtiyaç var. Bundan aylar önce Gabon-Fas maçını izlemeye çalışmıştım. Çalışmıştım tabii de top üçten fazla kez dönmüyordu. Herhangi bir Türk kahvehanesinde daha çok pas yapabilecek bir üçlü oluşturman mümkün. Ama bir fark vardı, saha futbol sahası harici her şeye benziyordu. Yeşil çim tanelerinden çok sarı taneler görmek mümkündü ki bu kafamda sahada daha önce çim değil başka bir bitkinin ekilmiş olduğu izlenimi uyandırdı. Durum değişmediyse herhangi bir Afrika Kupası maçı izlerken TV ayarlarınızın bozuk olduğunu düşünmeyin, o sahadan kaynaklıdır. Gabon'da tarım ne durumda bilmiyorum gerçi ama.

Geyiği ya da yermesi bir kenara, doğru zamanda doğru maçı izlediğinde zevkli turnuvadır Afrika Kupası. 14 Ocak tarihinde başlayacak ve 5 Şubat tarihinde de final var. Finale giden takımda oyuncusu olan oyuncusunu 1 ay kullanamayacak demek oluyor bu. Özellikle de bazı kadroların seviyesi ve oyuncuları kaliteli kılmakta. Grup grup kısaca anlatmak istiyorum.

2015 Afrika Kupası'ndan bir grup tablosu. Bu gruptan çıkan takım kura çekimi (!) ile belirlenmişti.
Denk güçlerin mücadelesi mi demiştiniz?

A Grubu ve Gabon ile başlayalım. Turnuvaya bir süre kala hocası Jorge Costa (tamamen futbolculuk CV'sinin ekmeğini yeyip her yerden kovulan bir teknik adamdı) ile yolları ayırıp eski İspanyol emektar Camacho ile anlaştılar. Kadroda Aubameyang, N'Dong ve Lemina gibi özel oyuncular var. Ev sahibi avantajları ise en çok güvenecekleri şey. Ülkemizden de Karabükspor oyuncusu Andre Biyogo Poko kadroda. Ancak radar altındaki en önemli adamları ise Çin'e giden Malick Evouna.

Burkina Faso
ise Süper Lig kadrosuna takviye ekleyerek gelmiş gibi. Kayserispor'dan Alain ve Karabükspor'dan Abdül Razack Traore'ler kadroda, keza aynı şekil Prejuce Nakoulma da turnuvada Burkina Faso forması giyecek. Çok da kötü takımları yok aslında, gruptan çıkmayı zorlayacaklardır. Bertrand Traore, Charles Kabore gibi üst düzeyde iyi sezon geçiren oyuncuları mevcut. Ninni kıvamında bir milli marşları var, maçlarını izlerseniz o yüzden direkt başlama vuruşundan başlayın yoksa milli marşlar esnasında uyuyabilirsiniz.

Kamerun
ise gol yollarında Vincent Aboubakar'a güveniyor. Ama nerede o Eto'lu kadrolar dedirtecek bir takım kıvamındalar. 10 yıldır 24 yaşında olduğuna inandığım Edgar Salli'ye verdiler orta alan yükünü, Georges Mandjeck ile beraber. Aurelien Chedjou kadrodan çıkartılınca savunmada kalburüstü tek opsiyon olarak Nicolas N'Koulou kalıyor. Joel Matip, Allan Nyom ve Andre Onana gibi isimler kadroya alınmayı reddedince ortada çok da fazla seçenek kalmıyor. Eric-Maxim Choupo Moting'in de kadroda yer almadığını hatırlatalım. Nicolas N'Koulou ve Clinton N'Jie ise en öne çıkan oyuncular.

Gine-Bissau
ise turnuvanın en bilinmeyen takımlarından. Tahminim birçok insan öyle bir ülkenin de varoluşu hakkında haberdar değildir. Orada da Süper Lig'den bir oyuncu var (daha doğrusu eski Süper Lig oyuncusu). Leocisio Sami. Kalelerinde bir tane Birleşmiş Milletler elçisi var. Adamı karşısında rakip olarak gören ''bu adam burada oynayamaz'' diye itiraz ediyor. Gine-Bissau vatandaşı bir Senegalli, İspanya'da düşük seviyede oynuyor, ayrıca yerel bir takımda kaleci antrenörlüğü yapıyor. Papa Masse Fall. Öyle bir takım işte.

Gine Bissau'nun bu grupta söz sahibi olması çok çok düşük ihtimal. Turnuvanın en göz kanatan maçları muhtemelen bu grupta olacaktır. Gabon'u seyirci avantajı ile tura bir adım yakında görsem de grupta onlara eşlik edecek takım hususunda kararsızım, hatta Burkina Faso'ya daha yakınım. Kamerun'u yeni bir hüsran bekliyor olabilir.



B Grubu
 ile devam edelim. Afrika iki farklı kültürün birleştiği bir kıta. Bir tarafı Arap kültürü, bir tarafı ise has Afrika kültürü. Cezayir ile başlayalım. ''Tilkiler'' lakaplı Cezayir'in kalecisi Antalyaspor'dan ayrılması söz konusu olan M'Bolhi. Zaten hasarlı savunma merkezlerinin güvenilir tek opsiyonu olan Carl Medjani'yi ''uyumsuz'' bahanesiyle kadroya almadılar. Mandi-Ghoulam gibi iki iyi beklerine rağmen hem de. Teknik adam istikrarsızlığı ise sürüyor. Çorap değiştirir gibi teknik adam değiştiriyorlar. Hücum hatları formsuz, lakin formsuz halleri bile büyüleyici. Bentaleb'in yanında forması kesin gibi görünen Saphir Taider kadrodan sakatlık nedeniyle çıktı. Yük iyi bir sezon geçiren Mehdi Abeid'e kaldı. En büyük sürpriz ise Sofiane Feghouli'nin kadroda olmaması. Fazla süre alamayan Feghouli, takımdaki yerini kaybetti. Ligue 1'den etkili forvet arkası opsiyonları Ounas ve Boudebouz da kadroda yok. Brahimi, Hanni, Soudani, Mahrez ve Ghezzal gibi kaliteli forvet arkası oyuncularına sahipler yine de. Santrforda ise yükü Slimani çekecek gibi görünüyor, her ne kadar Bounedjah gibi iyi bir alternatif olsa da. Everton'un büyük teklif yaptığı iddia edilen Belfodil de kadroda yok. Turnuvayı kazanmak için yeterli defansif yetiye sahipler mi, şüphem var. Hele hele Medjani yokken. Tek inandığım ise Dünya'nın en iyi milli marşına sahip oldukları.

Gruptaki bir rakipleri ise Tunus. Stoper rotasyonunda takımın yıldızı Aymen Abdennour'un yanında Rizespor'dan Mohamed ali Yacoubi var. Wahbi Khazri ise takımın hücumdaki ana opsiyonu, lakin Naim Sliti ve her ne kadar kıta dışı kalsalar da Youssef Msakni ve Ferjani Sassi gibi değerli oyuncuları da mevcut. En büyük sorunları ise santrfor, zira ilk santrfor olması beklenen Hamdi Harbaoui Anderlecht'te süre alamıyor ve bu sebeple kadrodan çıkarıldı.

Grubun favorisi ise Sadio Mane'li Senegal. Eski milli oyuncuları (2002'de yendiğimiz kadroda yer alan) Aliou Cisse teknik direktörleri. Kalede Rizespor'dan Diallo, sağ bekte Alanyaspor'dan Lamine Gassama, orta alanda Osmanlıspor yıldızı Badou N'Diaye ve santrforda da Fenerbahçe'den Moussa Sow var. Sow'un pozisyonundaki rakipleri Konate ve Diedhiou'nun adları Türkiye ile anılmıştı. Ancak takımda Mane dışındaki en önemli yıldızlar ise Everton'dan Gueye ve Napoli'den Koulibaly. Bu isimlerin yanına bir de Balde Keita (Lazio), Biram Diouf (Stoke), Kara MBodj (Anderlecht), Cheikhou Kouyate (West Ham) ve Mohamed Diame (Newcastle) eklenince ciddi anlamda turnuvanın en geniş kadrosundan söz ediyor oluruz.

Zimbabwe
takımında ise ''Hardlife'', ''Teenage'', ''Knowledge'' ve ''Marvelous'' gibi mükemmel İngilizce isimlere sahip oyuncular var. Ancak Vitesse ön liberosu Marvelous Nakamba dışında topa makul derecede vurmayı bilen fazla oyuncuları da yok. İman gücü ve fiziğe dayanacaklar ama işleri çok güç. Nakamba ise inanılmaz bir görev adamı, onu tenzih ederek yakında Avrupa Kupaları'nda düzenli izleyeceğimiz bir oyuncu olacak diyorum.

Sözün özü, Senegal net favori ve çıkmama ihtimalleri direkt hocaya yazar. Gruptan çıkacakları kanaatindeyim. Cezayir ve Tunus arasındaki Mağrib savaşı ise diğer takımı belirleyecektir. Cezayir'in 2014 Dünya Kupası'ndan sonra hiç çıkamadığı, kadronun vaad ettiği bir seviye baremi var. O bareme çıkamadıkları sürece Tunus ile de fazlasıyla zor bir hesaplaşmaya gireceklerdir. Brahimi, Feghouli gibi isimlerin geçirdikleri zor sezona karşılık bu turnuvada cevap vermeleri, Cezayir'in meydan okuması açısından önemli olacaktır.

Üşüyoruz Kidiaba reis

C Grubu ise tarihin en şişme bedelli stoper transferini gerçekleştiren Fildişi'nin grubu. Yani Eric Bailly'nin grubu. Bailly'nin savunma lideri olduğu takım (her ne kadar fiziksel nitelikleri olağanüstü olsa da) her organizasyonda zorlanabilir. Orta alanlarında kemikkıran Serey Die'nin yanında Atalanta'nın 96 doğumlu altın çocuğu Franck Kessie var. Gervinho'nun çapraz bağ kopması sonucu hücumdaki yük ''good old'' Kalou'ya kalacak gibi. Bony Stoke'da dilediği şansı bulamamasına karşın kadroda. Fildişi'nin yeni silahı ise İngiltere'den kaptıkları Wilfried Zaha. Max Gradel ise ''tehlike anında kırınız'' şeklinde başvuracakları emniyet silahı olacak hücumda.

Togo
ise turnuvaya iki işsiz oyuncuyla geldi. Biri kaleci Agassa, biri ise ''Rize'ye geldi, gelecek'' denilen Adebayor. Göztepe'den Segbefia ve Trabzonspor'dan Akakpo da kadroda. Alanyaspor'dan hatırladığımız Ayite ise Love transferinden sonra kulübünde de, milli takımında da arka planda ve bu turnuvada da yok. Romao ve Gakpe gibi görev adamlarına rağmen işleri zor bu turnuvada. 

Gelelim Fas'a. Hayatımda bu ülke kadar yetenekli futbolcu çıkarmasına karşın her turnuvada başarısızlık yazan bir ülke görmedim. Bu turnuvaya da Belhanda'sız (sakat) gelecekler. Belhanda, Tannane, Boufal ve Amrabat gibi ofansif opsiyonlar sakatken bile Hakim Ziyech'i düşünmemek inanılmaz bir gaflet. Sanırım Renard sarhoştu kadroyu belirlerken. Benatia, El Ahmadi ve da Costa gibi isimler omurgada liderliği üstlenmeli. Faycal Fajr da dikkat edilesi bir oyuncu Santrfor ise hala el Arabi, rotasyon kan ağlamakta...

Grubun son takımı, ama bana göre en serti ise Demokratik Kongo Cumhuriyeti. Yılların tecrübesi, gollerdeki dansı (izlemek için tıklayın) ile ünlenen Robert Kidiaba artık kalede yok. Sol bek rotasyonunda Alanyaspor'dan N'Sakala var. Ancak savunmanın en temel taşı Newcastle United oyuncusu olan Mbemba. Hamal gibi farklı rollerde kullanmalarına karşın stoperde turnuvanın en iyi oyuncusu olacağı konusunda bir iddiam var. Tabii yaşı 22 mi yoksa 34 mü, o tartışılır. Kebano ve Mulumbu gibi orta alan oyuncularına Bakambu, Mbokani, Bolingi gibi hücum opsiyonlarını eklediler. Turnuvanın sürpriz takımlarından olmalarını bekliyorum.

Fildişi Toure'siz ve Gervinho'suz olmasına karşın her zaman tehlikeli, ancak eski gücünde değil. Kongo ile birlikte tura daha yakın görüyorum yine de ''Filleri''. Fas ise Belhanda'nın yokluğunda bir şekil Ziyech'e sarılmadığı sürece sıkıntıda. Ayrıca iyi bir santrforlarının olmaması da oyuna şekil verme açısından epey bir ket vuracakmış gibi görünüyor.



D Grubu ile bitirelim. Gana, eski toprakların çoğunun bu kadroda olmasına rağmen eski gücünden epey uzakta. Sebeb-i hikmetini anlayamadığım Avram Grant teknik direktörleri. Grant onlarca yıldır futbol piyasasından ekmek yiyorsa siz de yiyebilirsiniz, inanın kendinize. Halbuki güzel de kadroları var. Baba Rahman, Atsu, Badu ve Amartey gibi Avrupa'nın büyük liglerinde oynayan oyuncuları mevcut. Sivasspor da John Boye ile temsil ediliyor. Orta alan rotasyonları geniş, hücumda ise Ayew kardeşler ve Asamoah Gyan için büyük turnuva kazanmak adına son şanslar geliyor. 82'den beri kazanamıyorlar ne de olsa.

Mali
teknik direktörü Alain Giresse ise ''keşke şu an elimde Kanoute ve Keita olsaydı'' diyordur mutlaka. Samba Sow ve Mustapha Yatabare'nin kadroda bulunduğu Mali'nin en önemli kozu ise Monaco'nun büyük yeteneği Adama Traore. Alttan çok önemli bir jenerasyonu yetişiyor Mali'nin, yakın zamanda da mesajı vereceklerdir lakin bu turnuva için henüz bir takım eksikleri var gibi. Bakary Sako ve Moussa Marega ise gol yükünü çekmesi beklenen isimler.

Uganda kadrosunda Avrupa arenasında bilinen tek isim belki de Farouk Miya. Standard Liege'in genç oyuncusu şimdiden kadroyu çekip çeviren adam konumunda. Ancak adının ''Uganda'' oluşu aldatmasın, taş gibi takım. Can sıkabilirler turnuvada. İç sahada olsa turları garanti derdim hatta zira orada başka bir oyunları var, büyü olabilir gerçi. Bır dönem uyuşturucudan ötürü yakalanan eski Altay, Erciyes ve Karabükspor oyuncusu Hassan Wasswa da kadroda.

Son olarak ise benim turnuvadaki favorime geldi sıra. Ben biraz marjinal birisiyim bazen, çok alakasız takımlara sempati beslerim ve yüceltirim. Mısır da turnuva itibariyle öyle bir takım ancak bana göre ayrıca Afrika'nın en iyi saha içi kurgusuna sahip takımı. Elemelerde başarılılar, turnuvaya da iddialı geliyorlar. Hector Cuper eseridir bu, umarım yıllardır süre gelen ''kaybeden hoca'' olma geleneğini bu turnuvaya da yansıtmaz. Ahmed Hassan Koka ve Mohamed Salah gibi iki çok özel hücum silahları var. Ramadan Sobhi, Mahmoud Kahraba ve Mahmoud Hassan ''Trezeguet'' de onlara eşlik eden genç isimler. Ahmed Elmohamedy ve Mohamed Elneny tandemi belki de turnuvanın deneyim anlamında en üstün orta alan ikilisi. Savunmayı ise 33 yaşındaki Ahmed Fathy sırtlayacak. Sağ bek Omar Gaber de Basel'in Mısır'dan getirdiği yeni isimlerden. Kaleyi 44 (!) yaşındaki Essam el Hadari koruyor. Tecrübe ve yeteneği iyi harmanladılar ve savunmada Rami Rabia'nın yokluğuna rağmen Mısır yabana atılmayacak şekilde geliyor bu turnuvaya. Bu gruptan da çıkmalarını bekliyorum, diğer vize için ise üç takımın da değişkenlik gösteren tutarda şansı var. Her yöne akabilecek, tahmini en zor grup bu grup net olarak.

Bu tip turnuvalar genelde maç kazanmayı bilmenin ve az ile yetinmenin (skor anlamında) belirleyici olduğu ortamlardır. 0-0 ile lig kazanamazsınız, ama turnuva kazanabilirsiniz. Bundan ötürü Mısır ve Senegal'i en sabırlı ve en ''geniş'' kadrolar olarak görerek bir tık öne çıkardığım bir turnuva bu. Ama takım çeşitliliği açısından belki de en vaatkar Afrika Kupası. Tek eksik Nijerya, onları da muhtemelen 2018'de göreceğiz.

Turnuva Tivibuspor'dan yayınlanacak, sanırım Eurosport da yıllardır olduğu gibi bu turnuvada da yayıncı kuruluşlardan birisi. Yazı başındaki tavsiyemi yineliyorum, izlemenizi tavsiye ediyorum ancak gözlerinizi seviyorsanız maç seçme koşuluyla.