dinsdag 6 juni 2017

Aranan Parça | Lewis Baker




Piyasa yaptığı bir sezondan sonra alınırlığı ne konumda olur, tartışılır. Biraz da Antonio Conte'nin planlarına bağlı tabii. Ancak Türkiye'de Fenerbahçe başta olmak üzere her takıma uyabilecek bir isim Lewis Baker. Son iki sezonu Vitesse formasıyla kiralık olarak geçirdikten sonra artık Hollanda temsilcisine gitmeyeceğini ifade eden Baker, ''başka bir yere kiralanabilirim fakat artık bir üst seviyeye adım atma vakti geldi'' diyerek aslında kapıyı yeni bir maceraya açtı. Chelsea ana rotasyonunda Matic, Kante ve Fabregas gibi sert rakiplerin olduğunu düşünürsek yeni bir kira dönemine yelken açacağını söylemek hayalperestlik olmaz.

Dünya futbolunda iki ayağını kullanmanın farklı parametreleri vardır. Kimisi bir ayağını sadece yürümek için kullanır, kimisi baskın ayağını çok öne çıkarır, kimisi ikisini de kullanabilir ama birisini kusursuz kullanır. Bir de bazıları vardır ki iki ayağını da müthiş kullanır. İşte bu son grup oyuncuya Lewis Baker'ı dahil edebiliriz. Kaleye doğru serbest vuruşlarda sağını kullanarak vurup bazı durumlarda soluyla da vurabilen birisi. Örneğin sahaya enlemesine baktığınızda sağ kısmından kullanılan frikikleri düşünün. 40-50 metrelik mesafede soluyla topu içeri keser, gayet de tehlikeli olur.

Bu nitelikleri onu 2 yıl içerisinde Hollanda Ligi'nin en revaçta orta alan oyuncuları arasına soktu, hem de ilk profesyonel deneyimleriyken. 2016 Toulon turnuvasında ev sahibi Fransa'yı 2-1 yenip şampiyon olan İngiltere U21 kadrosunda 4 gol atarak yıldızlaşan, bu yıl da Vitesse ile Hollanda Kupası şampiyonu olan Lewis Baker neden özel ve ne tür sorunlar çözer, onları anlatmak istiyorum. Oyna devam.

Fiziksel Nitelikler

Lewis Baker alt yapı çıkışında fiziksel gelişimini üst düzeye çekmiş bir oyuncu. Majör ligler seviyesini Türkiye dahil olmak üzere rahat kaldırabilecek bir niteliği var. Uzun mesafe sprintleri orta alan oyuncularının standardına göre bir tık daha üstte. Kısa mesafede ise çok verimli bir start hızı yok. Bacak uzunluğu nedeniyle sonradan açılır nitelikte. Ancak bacakları uzun ve bu ona topa yapılan hamlelerde avantaj sağlıyor. Hollanda Ligi içerisinde (mesafelerin daha uzun olduğu bir lig) maç başı bir pas arası yapıyor. Beli çok güçlü, kısa dönüşlerde örnek vermem gerekirse Josef de Souza'nın biraz daha hızlısı. Top ve rakibin arasına girdiğinde kolay kolay kaybetmiyor. Onu ayıran şey ise gücü ve yüksek topa vurma kabiliyeti. Belki henüz dilenen sıklıkta yüksek topa çıkmıyor (ki bunda Hollanda Ligi'nde yerden oynamaya azami önem gösterilmesi de etkili) fakat vuruş tekniği ve bacaklarından aldığı sıçrama gücü gayet olumlu. Üst vücudunun da oldukça kuvvetli (göğüs kafesi ileride, omuzlar bele göre yeterli orantıda geniş) olması ona mücadelelerde avantaj sağlıyor.



Teknik Nitelikler

Lewis Baker'ı bu bağlamda en çok ön plana çıkaran şey aslında yazının başında da vurguladığım üzere çift ayaklı oluşu ve iki ayağını da çok iyi kullanabilmesi. İki sezondur ''oyunun yönünü değiştiren paslar'' hususunda maç başına 4 ve 5 arası gidip gelen bir ortalamaya sahip. Bu sezon Vitesse'nin devamlı olarak kanatlarda rotasyon yapması ve iki kanatta da oyuncuların topu farklı bir şekilde almak istemesi, bu ters toplardaki isabet yüzdesinin düşmesini sağladı. Vitesse'nin beklerinin çok çıkmaması da bunda bir etken, zira böylece tek kanat forvete iki kişi önlem alabiliyor ve yeterli saha genişliği sağlanamıyordu (dolayısıyla rakip için pası kesmek adına daha fazla seçenek var). Kısa pasları oldukça başarılı, keza kornerlerde de çok ciddi bir başarı yüzdesine sahip. Kilit pas (şut öncesi pas) rakamları bu sezon da iyi durumdaydı (2016/2017 sezonu ortalama 1.8, 2015/2016 sezonu ortalama 2.3). Kilit pas rakamlarındaki hafif düşüşün sebeplerinden birisiyse artık kaleyi çok daha sık yoklaması hatta çerçeveyi de daha sık tutturması. Şut ortalaması 1.7'den 2.7'ye çıktı maç başına. Artık onun şutu ciddi bir hücum opsiyonu olarak da görülüyor. (Vitesse bu sezon hücumda daha durağan ve tahmin edilebilir, vurgulamak gerek)

Gollerini ceza sahası dışı olduğu kadar içinden de kaydediyor Baker. Gollerinin önemli kısmını sağ ayakla atmış olmasına karşın sol ayağıyla da önemli golleri var. Topun dibine de girebilen, ayak üstü ile de vurabilen ve ayakiçi sert (ayağın uç kısmıyla yan vuracak şekilde) de çok tehlikeli toplar çıkarabilen bir oyuncu. Pas alım sayısı şu an yeterli ancak daha da yükseltebilir bunu. İsabet yüzdesi de ters toplarda ikinci sezon yaşadığı hafif düşüşe rağmen hala %83 bandında ki bu da hücuma dönük pas adedi az olmayan bir oyuncu için iyi bir rakam. Hatırlayalım, kıyas yapmak gerekirse Hakim Ziyech'in yüzdesi 76 (biraz daha dar alanda oynamak zorunda olması, dolayısıyla pas hatası riski daha fazla olmasına karşın bu bile önemli bir veri)

Henüz profesyonel ikinci sezonuydu, alan savunmasına oturup buradan savunmayı altyapılarda yaptı daha çok. Takımında da açıkçası daha çok defansif rol alan isim Marvelous Nakamba ve oynadığında Sheran Yeini idi. O yüzden defansif rakamları ve nitelikleri geliştirilebilir konumda, fakat burada bile fiziksel nitelikleri, mental gayreti ve oyun bilgisi vesilesiyle işlevsel konumda. Koridoruna gelen oyuncuya kolay geçit vermez, bacaklarını kullanmaya çalışır. Pas arası sayısından daha önce bahsetmiştik zaten. Defansif anlamda müthiş bir fors değil, ancak kritik bir zaaf da teşkil etmiyor mevcut görüntüsüyle.

Açık alan driplingi kapalı alan driplingine göre doğal olarak daha başarılı, hızlanmasının kısa adımlı oyunculara göre daha geç başlaması bunda önemli etken. Açık alanda topu rakip yarı alana taşıyıp doğru tercihleri de getirebilir.




Taktiksel ve Mental Nitelikler

Rakip ceza sahasına devamlı koşu yapabilen ve bu koşular üstünden çeşitli şekillerde bitirebilen bir oyuncu. Fizik kondisyonu iyi durumda ve gayet dayanıklı bir oyuncu. Saha içi yerleşimi olumlu, baskıda genelde alanı geniş kaplayabiliyor. Mental olarak da agresif, kazanmak isteyen bir oyuncu. Bu sezon bir kez aşırı sertlik ve dolayısıyla kırmızı karta sebebiyet verdi bu arzusu.

Hangi Sorunları Çözer?

Fenerbahçe'nin en temel sorunlarından bir tanesi, top stoperlere geldiğinde topu sağlıklı bir şekilde ön alana aktaracak oyuncuların eksiğiydi. Hatta stoperler pası atacak hiç kimseyi bulamadıkları için top devamlı bek ve stoper arası gidip gelir, Fenerbahçe'de maç başı topa en çok temas eden 3 oyuncu da daima savunma hattından çıkardı. Oyunu uzun top üzeri şekillendirmeye çalışıp şekilsiz, ilgi çekmeyen, çekilmez bir takım olmuştu. İşte Baker hem pas alışverişi hem de pas meziyeti anlamında bu sorunu önemli anlamda çözmeye yardımcı olur. Aldığı topları beklerle sağlıklı buluşturabilir, baskıyı erken sezdiğinde risksiz doğru pas çıkarır, çok az alan yakaladığı an da öne doğru pas yapma gayretinde olur. Sadece bununla kalmaz, sol ayağının da çok iyi olmasından dolayı topu sol iç bölgesinde alıp çok zaman kaybetmeden sağ kanada göndererek hücumun ''ölmemesi'' hususunda yardımcı olur. Fenerbahçe, ayrıca ceza sahası dışından atılan şut adedi ve isabeti bakımından bana göre son yılların en kötü sezonlarını geçirmekte. Baker bu bağlamda da sorun çözecek bir oyuncu olabilir.

Nasıl transfer edilir?

U21 Avrupa Şampiyonası onun için vitrine oturma şansı ancak sezon başı kampının bir kısmını kaçırma potansiyeli ve Chelsea'nin halihazırdaki orta saha rotasyonu onun şansını ufaltmış durumda. Matic, Kante, Fabregas, Chalobah ve Loftus-Cheek'in yanı sıra bu bölgeye bir takviye daha düşünülmesi (Bakayoko ismi gündemde), durumu Baker açısından pek parlak kılmıyor. Kira opsiyonu gündeme gelir hatta gelmeli.

Burada oyuncuya ne katacağını, nasıl bir randıman alacağını anlatmak Chelsea kulübü önünde kozları sana verebilir. Fenerbahçe örneğinden yola çıkalım. Aykut Kocaman ilk teknik adamlık yılında Miroslav Stoch'u Chelsea'den transfer etmiş ve ilk iki sezonunda ciddi verim almıştı (ki ben Stoch'u futbolculuk karakteri anlamında çok sevmem).

Bu tecrübeyi ikna sürecinde kullanıp yeterli süreyi ve gelişim planını takdim ettiğin an şansın giderek artabilecek konumda, zira artık oyuncu Vitesse seviyesinin bir üstüne çıkmayı amaçlıyor.

Oğuzhan Oğuz
@oguzhann10

donderdag 9 maart 2017

Rapor | Matthijs de Ligt



Profil

Hollanda futbolu yıllar yılı stoper eksiği yaşamakta ve 2014 yılında Louis van Gaal’in ‘’zorunlu’’ olarak beşli savunmaya geçmesi de stoperlerine güvenmemesinden kaynaklıydı. Stam ve muadili oyuncuların yokluğu bu bölgeyi kanayan yara kıvamına getirdi. Bruno Martins Indi, Karim Rekik ve Stefan de Vrij gibi altyapıdan büyük sükseyle çıkan isimler de şu ana dek çare olmadı. Virgil van Dijk dışında net güvenilecek opsiyonu olmayan ülke için artık yeni bir umut var ve o umut 1999 (!) doğumlu.

Matthijs de Ligt Ajax altyapısına katıldığında henüz 9 yaşındaydı. Basamakları hızlıca çıkan de Ligt, patlamayı U17 takımında henüz 14 yaşındayken yaptı. Çok çabuk jenerasyon atlayan de Ligt U17 takımında da erken yaşta kaptanlık yapmaya başladı. Henüz 15’inde iken bu mertebeye çıkan stoper, daha sonra Arsenal’a transfer olan Donyell Malen ile birlikte takımın en potansiyelli oyuncuları arasındaydı.  Nitekim 17 yaş altı grubunda dünyanın en prestijli turnuvalarından olan Future Cup’ta rakiplerinden 2 yaş genç olmasına rağmen ‘’en değerli oyuncu’’ olmuştu. Aynı yıl U19 takımı ile maçlara çıkmaya başlayan de Ligt orada da kısa sürede kaptan olup yine benzeri prestijde turnuvalarda adından söz ettirmişti. Bu performanslar, yine 2015 yılında ona profesyonel sözleşme imzalama imkanını sunmuştu. Ajax altyapısında ‘’2015/2016 sezonunun oyuncusu’’ ilan edilmişti.

17 yaşını doldurduğu anlarda, yani bu sezonun başında Ajax B Takımı kadrosuna yazılmıştı. Ajax B, Hollanda 2.Ligi takımı olduğundan bu de Ligt’in artık profesyonel liglerde oynayacağı anlamına geliyordu. Yaşı da hala U19 takımında oynamaya müsaade ediyorken (Ajax’ın U18 takımı yok, yoksa o yaş grubunda da oynayabilir). Ağustos ayında Ajax B ile çıktığı bir resmi maçta Davinson Sanchez ile birlikte tandemi oluşturuyordu Matthijs de Ligt. Bu tandem, aynı zamanda Ajax’ın gelecek planlarındaki stoper tandemi olduğundan bu done ilgi çekici. Eylül ayı sonunda Willem ile oynanan kupa maçına ilk 11’de çıkarak A Takım düzeyinde de ilk kez sahne alan de Ligt, maçta bir de gole imza attı. Fazla zaman geçmedi ki bu kez Avrupa Ligi’nde Panathinaikos maçında da ilk onbirde çıktı. Victor Ibarbo’ya maç boyunca büyük üstünlük kuran genç yetenek artık rotasyonda Heiko Westermann’ı geride bırakmıştı.

Genç oyuncu son olarak Şubat ayının son haftasında üç karşılaşmaya çıkarak şimdiden profesyonel futbolun yoğunluğu ile tanıştı. Salı günü U19 takımıyla Dinamo Kiev’i Youth League kapsamında konuk eden de Ligt, Cuma ise Ajax B ile Hollanda 2.Ligi maçına çıktı. Pazar ise A Takım formasıyla Heracles karşısında devre arasında sakatlanan Nick Viergever’in yerine oyuna girip çok kritik bir gol atarak takımını üç puana taşıdı. UEFA Avrupa Ligi’nde Kopenhag eşleşmesinde hem Joel Veltman, hem de Davinson Sanchez’in cezalı oluşu, ona bu genç yaşında bile inanılmaz kritik maçlara çıkma şansını sağlıyor olabilir. Hollanda alt yaş milli takımlarında da görev alan stoper, belki de (en azından benim nezdimde öyle) dünya çapında bir stoper olabilir…

Güçlü Yönleri
İsmail Aissati’nin ardından Hollanda tarihinin Avrupa Kupaları maçına çıkan en genç oyuncusu de Ligt. Bunu olağanüstü düzeyde geliştirdiği oyun aklına borçlu. Temel futbol eğitimi o kadar ileri seviyede ki bu, direkt olarak özgüven ve soğukkanlılık olarak geri dönüyor. Baskı alınan tüm anlarda boş pas opsiyonu olarak beliren de Ligt, pası aldıktan sonra çok fazla opsiyona sahip olmasıyla değerleniyor. Bu değerlenme vesilesiyle takımının ilk bölgeden top çıkarmasında ciddi pay sahibi. Dripling üstü mesafe kat edebiliyor oluşu, mesafe ve açı tanımadan çıkarabildiği kısa ve uzun paslar daha önce Ajax altyapısından çıkan Jan Vertonghen ve Toby Alderweireld’i andırıyor. Orta alan oyuncusu olmuş olmasının verdiği etkiyle de iki ayağı ile de iyi şut çıkarabiliyor.
Yüksek top hakimiyeti üst düzey olan, bunda 1.89’luk boyunun yanı sıra güçlü fiziği, dengesi ve iyi zamanlamasından da destek alan bir oyuncu. Üst vücut kafesinin çok geniş oluşu çalışma ürünü ve bu gücü sebebiyle temaslı oyunda da etkili. Beklerle arasındaki mesafeyi iyi ayarlayarak kademeye iyi gelebiliyor, birebir mücadelelerde de ayakta iyi kalarak rakibe hamleyi çok geciktirmiyor.



Zayıf Yönleri
Beli çok ince olan bir oyuncu değil ve bundan ötürü özellikle ani dönüşlerde sıkıntı yaşıyor. Döndükten sonra attığı sprintler mesafe uzadıkça verim kazanırken 10-20 metre bandında ise çok işlevsiz bir hızı var. Bu zaafını pozisyon alışı ile dengeliyor ancak en üst düzeyde de bu agresifliğini koruyup ilk toplara çok sert ve etkili basan bir oyuncu olması şart.

Sağ bek kademesine geldiğinde ise soluna doğru adımlarken (içe kat eden kenarlara karşı) ayaklarının üstünde kaldığı süreçteki koordinasyonunu daha yukarı çekip ilk hamlelerdeki başarısını arttırması, onu neredeyse defosuz bir stoper haline getirecektir. Şu an hala çift dönüşlerde (önce sağa sonra sola aniden dripling yönü değiştiren oyunculara karşı) sıkıntı yaşıyor.

Gelecekte ne bekliyor?

Artık malumunuz olduğu üzere bazen çok iddialı olabiliyorum. De Ligt de iddialı olduğum bir oyuncu. Hollanda futbol tarihinin (en azından hayatımda tanık olduğum kısım kadar konuşayım, son 15-20 yıldaki) en etkileyici ve en ''komple'' stoperi ile karşı karşıyayız. Gelişimini ne boyuta çekeceği, daha yüksek oyun temposunda aynı mesafelerde oynayıp oynayamayacağı çıkacağı seviyeyi belirler. Ama şu an bile Hollanda Ligi seviyesinde fazla zorlanmayacak, takriben 1-2 yıl içerisinde de ligin en iyi 5 oyuncusundan biri olacak olan bir oyuncudan bahsediyoruz.

Hele hele ''Dünyada Stoper Krizi'' olarak adlandırabileceğimiz, ekonomik kriz muadili bir ortamdayken de Ligt'in çıkışı çok önemli. Davinson Sanchez ile birlikte Ajax'ın stoper rotasyonunda önümüzdeki yıl ismini direkt onbire yazdırması olası. En geç 2020 yazında majör liglerden birine 20 milyon bandının üstünde bir transfer yapmasını bekliyorum. Hollanda Milli Takımı'nda da kaptanlık mertebesine yükselmesini.

Oğuzhan Oğuz
@oguzhann10