woensdag 21 januari 2015

Yarının Adamını Bugün Gör



UEFA Youth League, ya da daha aşina olduğumuz şekli ile ''U19 Şampiyonlar Ligi'' devreyi bitirdi ve aksiyona kaldığı yerden devam edecek. Bu ülkede sadece temsilcimiz fark yediğinde ya da attığında sonuç sosyal medya hesaplarınca paylaşılır ve ona göre ''bu ne lan'' ya da ''vaay'' tepkileri verilir. Genelde arkasına sinkaf da koyulur. Özkaynak değeri bu kadar çünkü ülkede. Her neyse, siteme dönmesin yine.

Turnuvaya A Takımları Şampiyonlar Ligi'ne giren takımlar katılıyor ve grupları A Takım ile paralel biçimde, aynı hafta aynı rakiple aynı şehirde oynuyorlar. Seneye bu da değişecek. U19'da Türkiye şampiyonu olan takım da U19 Şampiyonlar Ligi bileti alacak. Misal Türkiye Süper Ligi şampiyonu Fenerbahçe olursa Fenerbahçe U19 takımı U19 Şampiyonlar Ligi yolcusu olacak. Ama aynı zamanda U19 Süper Lig şampiyonu Bursaspor ve U19 1.Lig şampiyonu Altınordu olursa onların arasında oynanacak eşleşmenin galibi de U19 Şampiyonlar Ligi'ne gidecek. Bu 3 takımı liglerinde lider oldukları için belirttim, sonra ''Fener'in şampiyonluğu ne malum'' gibi yorumlar gelmeden yazmış olayım.

Turnuvadan çıkıp Şampiyonlar Ligi'nde de yer alan epey bi' oyuncu var aslında. Ludogorets Razgrad'a bu sezon gol atıp ertesi sabah 8'de lisedeki dersine girmek zorunda olan Breel Embolo bir örnek, 1997 doğumlu. Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk maçında elini kolunu sallaya sallaya maçın dengesini değiştiren Anderlecht'in 1996 doğumlu kanat forveti Andy Kawaya bir diğer örnek (Arsenal 3-3 Anderlecht maçıydı). Geçen sezon Youth League'i tek başına alan Munir el Haddadi ve Ajax'ın Faslı kanat forveti Anwar el Ghazi de buralardaydı. Levin Öztunalı, Erdal Rakip gibi isimler de mevcut bu klasmanda.

Ha bir de bahisseverlerin sevdiği bir turnuva bu. Sürprize pek yer olmuyor çünkü. Şimdi ise safralar döküldü, seviye daha da yükselmeye başladı. 8 tane eşleşme var, dilim döndükçe kısa kısa takımlara dair bildiklerimi özetlemeye çalışacağım. İşe yarar belki. Tüm eşleşmelerin tek maçlı eleminasyon sistemi üzerinden oynanacağını, grup liderlerinin son 16 turunda saha avantajına sahip olduğunu, yarı final ve finalin de basketboldaki ''final four'' sistemi gibi tek bir statta oynanacağını vurgulamış olayım (Nyon'a bekleriz).



27 Ocak : Atletico Madrid - Arsenal

Atletico Madrid kendi grubundan elini kolunu sallaya sallaya lider çıktı. Juve-Olympiakos-Malmö'lü gruptu bu. 1996 doğumlu Roberto Nunez'in 5 maçta attığı 3 golün bunda ciddi payı oldu, tek kaybettikleri maç Olympiakos ile iç sahada oynadıkları maçtı. Arsenal daha iyi takım ama onu söyleyebilirim. Dan Crowley, Alex Iwobi ve A Takım ile Galatasaray maçında süre alan Stephan O'Connor, Gedion Zelalem ve Ainsley Maitland-Niles var kadrolarında. Maitland-Niles devamlı Arsenal A Takım kadrosuna giriyor artık. Deplasman da olsa Arsenal favori ve bence turlayacak. Gruplarında Anderlecht olmasa grup lideri olurlardı zaten.

17 Şubat : Real Madrid - Porto

Bilbao U19 takımı oyuncuları şu eşleşmeye lanet okuya okuya bakıyordur herhalde. Porto 90+4'te Shakhtar karşısında 1 puanı alan o penaltıyı kazanmamış olsa şu an Bilbao olacaktı bu turda Porto'nun yerine. Halamın bıyığı olsa amcam olurdu zaten. Kısa keselim. Porto görece kolay gruptan ecel terleri dökerek çıktı. Real Madrid ise çok daha zorlu rakiplerin olduğu bir gruptan üçlü averajla çıktı. 6 maçta 6 gol atan golcü Borja Mayoral'ı özel bir kalemle falan yazalım köşeye. Belki Real Odegaard'ı devre arası kapar da şu eşleşmelerde oynatır diye umut ediyor insan ara ara. Her neyse, Real Madrid iç sahada oynuyor, daha da iyi takım. Çeyrek final bileti onlara gider. Ha bir de Real altyapısı kötü diye bir klişe vardır. Geçen sezon yarı final yaptılar ve Benfica'ya kaybettiler, bu yıl da iyi işler yapabilecek bir takımları var. Boş muhabbet yani.

23 Şubat : Shakhtar - Olympiakos

Görece en ''mantar'' eşleşme. Görece ama. Shakhtar turnuvanın 3 namağlup ekibinden biri (diğerleri birazdan). Olympiakos da 6 maçta 13 puan yaptı ki 9'u deplasmanda. Maç Donetsk şehrindeki güvenlik eksikliğinden Kiev'de oynanacak. Çok çok zor eşleşme. Kimlerin maç kadrosunda olup olmayacağı Olympiakos açısından önemli, A Takıma oyuncu aktarabilirler zira. Şahtar diyelim biz yine de. Ufak bir tık öndeler.

23 Şubat : Anderlecht - Barcelona

Beni az çok bilen bilir, 2-3 senedir Anderlecht'in bu jenerasyonunu dilime dolar dururum. Nabil Jaadi Udinese'ye, David Henen ise Everton'a gitti bir de bu jenerasyondan. Youri Tielemans ise A Takım'ın en kritik adamı oldu. Bu kayıplara rağmen Arsenal-Galatasaray-Dortmund'lu gruptan lider çıkan takım iyi takımdır. Andy Kawaya, Aaron Leya Iseka, Herve Matthys, 1999'lu kaleci Mile Svilar ve 1998'li Alper Ademoğlu. Çok güzel takım. Barcelona kalecisi Andre Onana'yı Ajax'a kaptırdı. Bu tura takviyeli çıkmazlarsa (Halilovic, Samper vs. vs.) işleri Belçika'da bir hayli zor. Ev sahibi favorim.



24 Şubat : Benfica - Liverpool

Romario Balde, Gonçalo Guedes, Benfica güzel takım. Guedes'i A Takıma attılar ve bu yıl hiç Youth League'de kullanmadılar o ayrı. Yuri Ribeiro, Joao Lima ve Oliver Sarkic'i de köşeye yazmış olalım. Liverpool ise Basel karşısında duraklama dakikalarında bulduğu gollerle turlamayı bildi. Real Madrid ve Basel deplasmanları kayıp geçti mesela. Benfica son finalist ve bu yaş grupları da çok yetenekli olmasa bile oldukça ''sağlam''. Rossiter, Sinclair, Ojo ve Chirivella gibi oyunculara rağmen benim favorim Benfica.

24 Şubat : Manchester City - Schalke

Turnuvanın şu ana dek en iyi eşleşmesi. Schalke Donis Avdijaj ve Leroy Sane'yi A Takıma verse de hala iyi bir kadroya sahip ve Chelsea'yi yenerek bunu kanıtladılar. Manchester City ise az önce Shakhtar kısmında bahsettiğim 3 namağlup takımdan biri. (diğeri birazdan). Bersant Celina, Thierry Ambrose, Jack Bryne ve Jose Pozo gibi City düzeyinin 2 tık altındaki A Takımlarda ciddi süreler alabilecek oyuncuları var. Hocaları da Patrick Vieira. Futbol düzeylerinin bazı Süper Lig takımlarından ve neredeyse tüm PTT 1.Lig takımlarından iyi olduğunu çok açık bir şekilde söyleyebilirim. 6 maç 22 gol attı City, bu turu da zorla olsa geçerler.

24 Şubat : Ajax - Roma

162 dakikada 6 gol atan Zakaria el Azzouzi istatistikseverlerin dikkatini çekecek ilk isim olur ama ona gelene kadar çok adam var bu Ajax takımında. Kulübe gelmiş geçmiş en yetenekli jenerasyon olmaya aday takım. Vaclav Cerny, Robert Muric, Abdelhak Nouri, Damian van Bruggen ve Donny van de Beek. Herhangi birini en üst düzeyde görürsem şaşırmayacağım. 1996 doğumlu 3 büyük yeteneği daha dilediklerinde bu takıma alabileceklerini hatırlatayım (Riechedly Bazoer, Jaïro Riedewald ve Richairo Zivkovic). Paris Saint Germain'e 2 maçta 12 gol attılar. Barcelona'yı ise deplasmanda elinden kaçırıp (2-0 önde oldukları maçı gördükleri kırmızı kart sonrası 2-2 bitirmişlerdi) iç sahada futbol olarak ezip yenmişlerdi. Roma'da Elio Capradossi, Tomas Vestenicky ve eski Barcelonalı Tonny Sanabria gibi isimler var. Ama ne oyun ne de kadro olarak Ajax'tan iyi değiller, üstelik maç Amsterdam'da. Ev sahibi turlar.

25 Şubat : Chelsea - Zenit

Chelsea bu turnuvanın en ciddi favorilerinden biri. Jeremie Boga, şu ana dek gol krallığında zirvede yer alan Dominic Solanke, Izzy Brown ve Andreas Christensen gibi isimler göze çarpıyor. Hatta Charly Musonda jr da. Bir günü bir gününü tutmayan ve deplasmanda 4 attığı Leverkusen'den evinde 3 yiyebilen bir Zenit var karşılarında. Gerek kadro gerek istikrar gerek oyun olarak çok çok öndeler ve turlamalarından aksi bir şey beni şaşırtır.

Maçların bir kısmı Eurosport'ta olacak. Hangi maçlar ve ne zaman, bu henüz belirsiz.

2.Tur ve sonrası için UEFA güzel bir şema çıkarmış. Çok keyiflidir bu turnuva, tavsiye ederim.



Geen opmerkingen:

Een reactie posten