dinsdag 18 augustus 2015

hedef | atromitos

oldukça değerli birinin atromitos ricası üstüne bir düşünce belirdi bende. düşünce michael cox'un arsenal websitesinde sık sık yazdığı köşeden esinlenmiş bir düşünce, ben de benzerini kendi blogumda desteklediğim fenerbahçe özelinde yapayım istedim. yarın bir gün söz vermemekle birlikte bunun diğer takımlar için yapılmasını da muhtemel gördüğümü belirterek çok uzatmadan köşenin ismi olan ''hedef'' kısmına yönelmek istiyorum. çok da uzatmayacağım, kısa ve öz ifadelerle hedefin ne olduğunu ve nasıl pasifize edileceğini konuşmakta yarar var. ata yüzbaşıoğlu ( @atayuzbasioglu adresinden takip edebilirsiniz) kardeşimden de ön bilgi alarak koyuldum izlemeye, belli birkaç izlenimim var. başlayalım.

(peşinen not : içerik ve dil kullanımı anlamında kusurlar olursa affola. ilerleyen zamanlarda köşe ilerledikçe somut bir gelişim elde etmeyi umuyorum)

karşımızda ordiner bir kontratak takımı var ve belli pres planları var. aklıma ilk olarak viktoria plzen takımını getirdiler açıkçası, bu şu anlamı taşıyor. eğer ki fenerbahçe belli oranda kendi futbolunu oynamaya çalışır ve rakip yarı alanda 6-7 kişi ile yerleşip pas kanalı odaklı bir pres yapmaya çalışırsa (ki takım bunu oynamaya çalışıyor) atromitos'un merkezdeki ikilisini ne olursa olsun izole etmesi gerekecek. izole etmekten kasıt olabildiğince en az birebir karşılayıp ek olarak hazırda boş bir adam tutmak. blokları net olarak birbirinden ayırt etmek mümkün bu takımda, fazla geçişleri yok. kısaca blokları ve yerleşimlerini anlatmaya çalışacağım. (görsel için ata kardeşime teşekkürler)



4-1-4-1 şeklinde rakip karşılamaya çalışan hatta kimi zaman bunu ön libero olarak kullandıkları oyuncuyu da iki stopere yaklaştırarak 5-4-1'e çeviren bir takım dizilişine sahipler. ileride tek bıraktıkları napoleoni genelde yalancı baskı bile yapmadan öylece topu takip edecek biçimde hareket eder, bu rotada hafif tempo koşar ve rakibe bir şekilde bu ilk 50 metreyi geçirmeye çalışırlar. sonrasında 1-2.bölge arası bir noktada daralıp top kapmayı ve kaptıktan sonra o topu fernando usero'ya çıkarmaya çalışırlar. çıkaramazlar ise genelde sol forveti hedef alacak biçimde uzun çıkarlar. usero pas bağlantısıdır ve birebirde iyi almak önem arz eder. alamazsa zaten uzun çıkarlar ki ön dörtlüleri fiziksel olarak fenerbahçe'ye sıkıntı yaratmayacağı gibi daha çok koşu yolu oyuncularından kurulu bir dörtlü.

velhasıl, başakşehir'den farkları hücumda hem biraz daha az yetenekli olmaları hem de net bir hedef santrfor ile oynamamaları. santrfor stefano napoleoni dışa çıkıp alan yaratma meziyetlerine sahip olsa da sırtı dönük oyun anlamında da çok şey katabileceğini zannetmiyorum. havadan şansı olduğuna ise hiç inanmıyorum, onlara kenar ortalarında topa vurma imkanı vermek savunma hatası olur. ''tuzağa düşmeyeceksin''. mevzu bu. aik maçında aik'in daha ilk 2 dakikada yaşadığı gibi iki stoper dışında tamamen hücuma çıktığı bir an verirsen gayet çabuk çıkıyorlar. marcelinho'nun orta çizgiye yakın konumda top alıp 7 saniyede son çizgiye inip orta yaparak asist yapması tesadüf değil, planları bunun üzerine kurulu.



savunmada genelde çakılı, sol bek hariç çıkmayı düşünmeyen ve en azından 4 oyuncu tutmaya çalışan bir düzen içerisindeler. ön dörtlü ile bağlantıyı kesip usero'ya top aldırmadığın anda top kaybetmeye müsait bir takım olduklarını düşünüyorum. bu yüzden rakibin sık sık kullanmaya çalışacağı ''şok pres'' silahını fenerbahçe'nin uygulaması pek de sağlıksız bir fikir olmayacaktır. sonuç olarak ani top kaybı ve akabinde savunma setine yerleşememekten kaynaklı panik savunmaların en büyük düşmanıdır.

sert bir takım değiller. ön alanlar özellikle işin kuvvet kısmında aksayan, daha çok ayakları ve süratleri ile açık alanda oynamayı seven oyuncular. bu defoyu örtmek için genelde kompakt ve kendi yarı alanlarına yerleşik bir oyun oynarlar. yapacağın şey uzun topa zorlayıp ilk topları da sürekli olarak alarak rakibin hatlarını koparmak. çabuk, dikine yapılmış paslar ile de yetenekli ayaklarını kullanarak rakibin ''kopmuş'' hatlarının arasını iyi işleyip topları kullanmak. ha bir de ekleme yapayım, inanılmaz kolay korner ve duran top veriyorlar. bunları da genelde savunmakta zorlanıyorlar. dengesiz bir ceza sahası içi yerleşimi olduğundan özellikle ceza sahası dışından ivmelenerek gelen oyuncuları savunmakta zorlanıyorlar. bruno alves ve abdoulaye ba başta olmak üzere fiziksel mevcudiyetini kullanarak rakip ceza sahasına koşu yapıp havaya çıkan futbolcuları iyi izleyelim.

sözün özü, defansif, kontra atak odaklı ve dengimiz olmayan bir takım ile eşleştik. fernando usero ve marcelinho ikilisini kopardığınızda dişlilerin aksadığını görmek söz konusu. bisikletten zincirini kopardığınızda ne kalır sonuçta. usero'nun pasör niteliğinden bahsettik, pitu da ara ara yanaşıp top almaya çalışır işler sakata geldiğinde. o da bir alternatif olsun. marcelinho koşu yolu oyuncusu. sol ayağı ile içe dışa çalım atar ancak ters ayağını hiç kullanmaz ve driplinglerdeki değişimi yapamaz. yapsa bile sol dışı ile dener. solunu kapat, onu kapat. solunu kapatma, yakın oynama, başını belaya sok. ya o ya o.

tur şansını yüksek görüyorum. tuzağa düşmeyeceksin, sert olup kendin bitireceksin işi. zaten daha yetenekli bir takımsın, saha içi yerleşimini de onlardan iyi yaparsan kaybetme şansın yok. fenerbahçe bu turda elenecekse kendisi elenecek, rakip saygı duyulacak işlere imza atan bir düzen takımı olmasına rağmen. fenerbahçe'ye bol bol şans diliyorum.

DİPNOT : sezon başı, resmi maç adedi iki. atromitos'a dair BU SEZON itibari ile çok da sağlıklı bir görüntü elde etmek zor, benimkisi ''olduğu kadar'' şu an için. profesyonel de değilim zaten, göz sıradan bir futbol izleyicisi gözü.

oğuzhan oğuz
@oguzhann10


Geen opmerkingen:

Een reactie posten